ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASI
Meydana gelen bir trafik kazası nedeni ile kişilerin araçlarında meydana gelen hasarlardan dolayı araçların piyasa rayiç bedellerindeki düşüşe araç değer kaybı denilmektedir. Meydana gelen bu araç değer kayıpları bazı şartlar dahilinde kazanın meydana gelmesine kusuru ile neden olan şahıslardan talep edilebilmektedir. Araçta meydana gelen ve tamir edilebilen hasarlardan hariç olarak uğranılan değer kaybı zararının tazmini için kazanın oluşumunda kusuru bulunan sürücü, araç işleteni ve varsa ZMMS sigortacısına karşı açılan maddi tazminat davasına araç değer kaybı tazminatı davası denilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI TALEBİ ŞARTLARI NELERDİR?
Öncelikle belirtmek gerekir ki; araç değer kaybı, araçta meydana fiziki hasara bağlı olmakla birlikte fiziki hasarın maddi değerinden harici olarak belirlenmektedir. Örneğin araçta fiziki hasar bulunmasına rağmen, ZMMS sigortacısından değer kaybı tazminatı talep edilemeyecek hallerde mevcuttur. Yani bir başka anlatımla her maddi hasarlı araçtan mutlak suretle değer kaybı tazminatı alınması mümkün değildir. Özellikle kusurlu aracın ZMMS sigortacısından araç değer kaybı tazminatı alabilmek için öncelikle aşağıdaki şartların varlığı gerekmektedir;
- Zamanaşımı süresinin dolmamış olması,
- ZMMS Poliçe teminat limitlerinin aşılmamış olması,
- Zararın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları uyarınca teminat dışında kalan zararlardan olmaması,
- Kusurlu aracın geçerli bir ZMMS sigortasının mevcut olması(mevcut değilse sadece araç işleteni ve sürücüsüne karşı değer kaybı tazminatı davası açılabilecektir.)
Bu şartlara ek olarak her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmekte olup, mağduriyet yaşanmaması adına araç değer kaybı davası açmadan evvel uzman bir avukata danışılması tavsiye edilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?
Araç değer kaybı talepleri; nitelikleri itibarı ile maddi tazminat kalemi içerisinde kalmakta olup, 2918 sayılı KTK’nın 109.maddesi gereği zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. KTK’daki bu düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki genel zamanaşımı süreleri ile de paralellik göstermektedir. (Maddi tazminat davalarında zamanaşımı süreleri için tazminat davası başlıklı yazımızı inceleyiniz.) Araç değer kaybı tazminatı taleplerinin zamanaşımı süreleri içerisinde talep ve dava edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde alacak zamanaşımına uğrayacaktır.
ARAC DEGER KAYBİ DAVASİ NASİL ve KİMLERE KARSİ ACİLİR?
Araç değer kaybı davası açmadan önce davanın kime veya kimlere karşı açılacağının tespit edilmesi gerekmektedir. Karayolları trafik kanunu ve 6098 sayılı TBK gereği trafik kazası nedeni ile doğan zararlarda kusurlu aracın sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısı zarar gören kişilere karşı müşterek ve müteselsil olarak sorumludur. Bu kapsamda zarar gören kişi davasını sadece teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile yalnız ZMMS sigortacısına açabileceği gibi, aynı zamanda sürücü ve işletene karşı da açabilecektir. Ancak burada belirtmek isteriz ki, ZMMS sigortacısına zarar gören 3.kişiler tarafından açılacak davalar ticari dava olarak sayıldığı için araç değer kaybı davası da arabuluculuk kanun yoluna tabi olacaktır. Yani dava ZMMS sigortacısına karşı açılacak ise araç değer kaybı davası için arabuluculuk yoluna başvurmak zorunludur.
Yine merak edilen hususlardan birisi de değer kaybı davası açmadan sigorta şirketine başvuru zorunluluğu bulunup bulunmadığıdır. Bu hususta belirtmek gerekir ki; ZMMS sigortacısına dava açılacak ise dava açmadan önce değer kaybı talebi ile sigorta şirketine başvuru yapma zorunluluğu mevcuttur.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI NASIL ALINIR?
Kusurlu aracın sürücüsü, işleteni ya da ZMMS sigortacısından ilk başvuru ile haricen ya da arabuluculuk kanun yolu ile herhangi bir ödeme alınamamış ise dava açıldıktan sonra mahkeme tarafından bilirkişi marifet ile aracın değer kaybı zararı tam olarak hesaplanacaktır. Yapılan hesaplamada herhangi bir hata bulunmaması halinde mahkeme tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen tazminatın davalılardan tahsiline karar verilecek ve bu karar icraya konularak cebri icra yolu ile tahsil edilebilecektir. Araç değer kaybı başvuru dilekçesi örneği ve araç değer kaybı davası dava dilekçesi örneği çeşitli internet siteleri nezdinde mevcut olup, bir dava dilekçesinde bulunması gereken asgari unsurların dilekçelerde bulunması gerekmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI DAVASI GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
En çok sorulan sorulardan birisi de araç değer kaybı davası hangi mahkemede açılır sorusudur. Bu hususta yine Trafik Kazası Tazminat Davası başlıklı yazımızda yapmış olduğumuz açıklamalar aynen geçerlidir. ZMMS sigortacısına değil sadece işleyen ya da araç sahibine araç değer kaybı tazminat davası açılacak ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Ancak bu kişilerle birlikte ya da sadece ZMMS sigorta şirketine dava açılacak ise görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olacaktır.
Araç değer kaybı tazminat davasında yetkili mahkeme ise kanunlar ile belirlenmiş olup, kazanın meydana geldiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabilmektedir. Örneğin araç değer kaybı zararına sebebiyet veren kazanın Çanakkale ilinde meydana geldiği takdirde ya da zarara uğrayanın yerleşim yerinin Canakkale olması halinde yetkili yer mahkemesi Çanakkale mahkemeleridir. Ayrıca ZMMS sigortacısına dava açılacak ise şirket merkezi ya da bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilecektir.
ARAÇ DEĞER KAYBI HANGİ POLİÇEDEN ALINIR?
Genel olarak araç değer kaybı tazminatları kusurlu aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında tanzim edilmektedir. Ancak bazı hallerde ZMMS poliçe teminat limitleri yetersiz kalmakta, araçta meydana gelen maddi hasar teminat limitlerini doldurmaktadır. Bu takdirde şayet kusurlu araçta ZMMS sigortasına ek olarak herhangi bir ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi mevcut ise bu takdirde bu ek poliçelerden de teminat limitleri dahilinde araç değer kaybı tazminatı talep edilebilmektedir. Ancak bu hususlar teknik ve hukuki inceleme gerektirmekte olup, alanında uzman bir avukata danışılması tavsiye edilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI BEDELİNİ KİM ÖDER?
Yine en çok merak edilen sorulardan birisi de araç değer kaybı tazminatını kimin ödediğidir. Yukarıda da yer yer belirttiğimiz üzere meydana gelen bir trafik kazasında doğan araç değer kaybı zararından kazanın oluşumunda kusuru bulunan sürücü, işleten ve poliçe teminat limitleri dahilinde ZMMS sigortacısı sorumludur.
ARAÇ DEĞER KAYBI NE KADAR SÜREDE ÖDENİR?
Araç değer kaybı tazminatı talebi ile ZMMS sigortacısına dava açmadan evvel başvuru zorunluluğu bulunduğunu yukarıda belirtmiştik. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2. 2.1 maddesinde yer alan “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder.” Düzenleme gereği, sigortacı başvurunun kendisine ulaştığı tarihten itibaren 8 iş günü içerisinde ödemek zorundadır. Şayet ödeme yapmazsa temerrüde düşmektedir. Bununla birlikte yine 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde yer alan düzenleme gereği sigorta şirketinin 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya cevabın talebi karşılamaması halinde hak sahibi dava ya da tahkim yoluna gidebilecektir. Dava yoluna gidilmesi halinde dava açıldığı yer mahkemesindeki iş yoğunluğuna göre davalar uzun yıllar da sürebilmektedir. Bununla birlikte tahkim yolu ise daha kısa sürelerde sonuçlanabilmektedir. Bu kapsamda zarar gören kişilerin haklarına en kısa sürede ve en doğru şekilde kavuşabilmek adına alanında uzman bir avukat desteği almaları tavsiye edilmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI NASIL HESAPLANIR?
Araç Değer Kaybı tazminatı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartları eklerinde yer alan hesap yöntemi ile bilirkişiler marifeti ile hesaplanmaktadır. Bu genel şart eklerinde yer alan formül “ Toplam Değer Kaybı = Baz Değer Kaybı(aracın rayiç değerinin %19’u) x Hasar Katsayısı x Araç Km Katsayısı” şeklindedir. Ancak iş bu formül sık sık değiştirilmekte olup, yine zararın hesaplamasının uzman bilirkişiler marifeti ile hesaplanması gerekmektedir.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI HESAPLAMA ÖRNEĞİ
Yukarıda bahsi geçen formül için yine aynı yönetmelik eklerinde belirli katsayı tabloları verilmiştir. Aracın değerine ve araçta meydana gelen hasarın boyutuna göre katsayılar da değişiklik göstermektedir. Örneğin, Piyasa değeri 120.000,00-TL olan büyük hasarlı ve hasar tarihinde 25.000 KM’de olan bir araç için ilgili formül gereği ;
Baz değer Kaybı 120.000,00 x %19 = 22.800,00-TL
Araç Değer Kaybı : 22.800,00 x 0.90 x 0.80 = 16.416,00-TL
Araç değer kaybı zararı toplamı 16.416,00-TL olmaktadır. Büyük hasar ve km katsayıları poliçe genel şartları eklerinden alınmıştır.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI DAVASINDA AVUKATIN ÖNEMİ
Çalışmamızda anlatmaya çalıştığımız üzere araç değer kaybı hesaplamaları piyasadaki satış ve hasar bedellerine göre değil özel formüller aracılığı ile tespit edilmektedir. Araç değer kaybı zararlarının hesaplaması alanında uzman bilirkişi ve hukukçular marifeti ile yapılmalıdır. Açıklanan nedenler ile araç değer kaybı tazminatı davasının alanında uzman bir avukat marifeti ile yürütülmesi tavsiye edilmektedir. Yazgan&Çelik Avukatlık Bürosu olarak Çanakkale başta olmak üzere birçok ilde araç değer kaybı tazminat davası alanında da müvekkillerimize hukuki destek hizmeti vermekteyiz.
ARAÇ DEĞER KAYBI TAZMİNATI ÖRNEK YARGITAY KARARI
11. Hukuk Dairesi 2020/2456 E. , 2020/5940 K.
“Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.04.2017 tarih ve 2014/1428 E- 2017/305 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin ayrı ayrı esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.07.2018 tarih ve 2017/1662 E- 2018/1295 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davacının davalı şirketten 06.09.2013 tarihinde …, …, … ve … plakalı çekicileri satın aldığını, araçların 3 ay sonra aynı sebepten dolayı arka arkaya arızalandığını, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/60 D. İş ve Kayseri 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/66 D. İş sayılı dosyaları ile tespit yapıldığını ve araçların 41.000,00 TL değer kaybı ve 15.716,00 TL kazanç kaybı bedelinin de tespit edildiğini iddia ederek değer kaybı ve kazanç kaybı olmak üzere toplam 56.716,00 TL alacakla, 1.469,30 TL tespit masraf bedelinin tespit tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davacı vekili ıslah dilekçesi ile değer kaybına ilişkin talebini 32.000,00 TL artırarak 73.000,00 TL değer kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, yetkili mahkemenin Aksaray Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, birleşme talep edilen dosyanın itirazın iptali davası olduğunu, birleşme yerine itirazın iptali dava dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, değişik iş dosyalarındaki raporların afaki ve yeterli inceleme yapılmadan tek taraflı ve davalı yokluğunda hazırlandığını, arızaların davalıdan kaynaklanmadığını ve davacının kendi kullanım hatası ile özen ve bakım görevini yerine getirmemiş olduğundan ortaya çıktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davaya konu ayıplı araç satışı nedeniyle araçların tamir bedelinin tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davalı şirketin ikamet adresinin Aksaray İli olup takipte genel hükümlere göre Kayseri icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetki itirazlarının olduğunu, davacı şirketin kullandığı araçlarda her hangi bir üretim hatası olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, dosyada alınan bilirkişi kurulu raporlarına göre araçlardaki arızaların üretimden kaynaklanan hatalar sonucu meydana geldiği ve ayıbın da gizli ayıp olduğu, kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, davalının üretimini yapıp davacıya sattığı araçlarda oluşan hasarlardan, değer kaybından ve davacının araçları kullanamaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybından sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, asıl ve birleşen dosya davalısının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik istinaf talebinin sözleşmenin ifa yerinin Kayseri olması nedeniyle yerinde olmadığı, birleşen dosya davacısının birleşen davada lehlerine icra inkar tazminatına hükmolunmadığı yönündeki istinaf talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle yerinde olmadığı, tarafların diğer istinaf sebeplerine gelince dava konusu edilen çekicilerin gizli ayıplı olduğunun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği, davacının asıl davada değer kaybı ve kazanç kaybı talebinde bulunduğu, değer kaybı yönünden mahkemece alınan raporlardan 23.02.2017 tarihli bilirkişi raporunun açık, denetime elverişli ve yeterli bulunduğu, talep edilen kazanç kaybı yönünden ise 29.11.2016 tarihli bilirkişi raporunun somut verilere dayandığı, bu raporların ilk derece mahkemesince hükme esas alınmasının yerinde olduğu, birleşen davada davacının araçlarda meydana gelen hasar zararlarını talep ettiği, 27.05.2016 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ve ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı gerekçesiyle taraf vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
SONUÇ: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/1662 esas ve 2018/1295 karar sayılı ve 16.07.2018 tarihli kararının ONANMASINA, dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.782,03 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 37,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 17.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”